4857 Sayılı Kanun uyarınca haftalık çalışma süresi 45 saattir. Fazla mesai, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir. Prim, işçinin veriminin ve başarısının artması için işveren tarafından ücrete ek olarak verilen bir ödemedir. Primin de tıpkı ücret ve fazla mesai gibi banka hesabına yatırılması zorunludur. İşveren tarafından işçinin fazla mesai ücreti ya da prim ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmez ise 4857 Sayılı Kanunun 24. Maddesi uyarınca işçi iş akdini feshedebilir. Bu durumda işçi kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarını alabilir. Bu konu özelinde cevabı en çok merak edilen soru; ücret artı prim ile çalışan işçinin fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanmadığıdır? Böyle bir durumda Yargıtay’ ın yerleşik uygulaması uyarınca işçiye yapılan prim ödemelerinin fazla mesai çalışmasını karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmelidir. İşçiye ödenen primlerin yaptığı fazla mesai karşılığı ödenmesi gereken ücreti karşılamadığının anlaşılması halinde ise aradaki farkın işçiye fazla mesai ücreti olarak ödenmesi gerekmektedir. Fazla mesai talebi ile açılan davada; işçinin aldığı primin yaptığı fazla mesai çalışmasını karşıladığının tespiti halinde ise Yargıtay’ ın yerleşik uygulaması uyarınca bu talep mahkemece reddedilecektir. Ancak Yargıtay 9. H.D. 09/02/2015 tarihli kararı ile bu uygulamadan vazgeçmiş ve yeni bir karar vermiştir. Yargıtay 9. H.D 2013/8148 E. 2015/4634 K. sayılı kararında ” işçinin fazla mesai yapması halinde ödenen primin fazla mesai ücretini de kapsadığı ve bu sebeple mahsubu gerektiği gerekçesi doğru değildir. ” demiştir. Yargıtay’ ın bu konu özelinde verdiği yeni karar uyarınca maaş artı prim ile çalışan işçinin fazla mesai ücreti hesap edilirken işverenin ödediği primler dikkate alınmayacaktır.