Bilindiği üzere, 1475 Sayılı İş Kanunu, 4857 Sayılı İş Kanununun yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kalkmıştır. Ancak 1475 Sayılı İş Kanununun 14. Maddesi hala yürürlüktedir. 1475 Sayılı İş Kanununun 14. maddesinde kıdem tazminatından bahsedilmektedir. Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işçinin işveren nezdinde en az bir yıllık çalışmasının bulunması ve iş akdinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermiş olması gerekmektedir. İşçinin bir yıllık çalışması kesintisiz şekilde olabileceği gibi farklı dönemlerdeki çalışmasının toplam bir yılı bulması ile de olabilir. İşçi, işveren nezdinde çalışırken iş akdi son bulmuş daha sonra tekrar çalışmaya başlamış olabilir. Çalışma hayatında en sık görülen durumlardan biri; yurt dışında çalışan inşaat işçilerinin aynı ya da farklı projelerde dönem dönem çalıştırılmasıdır. İş Hukukunda bu duruma fasılalı çalışma denilmektedir. Fasılalı çalışmalarda toplam hizmet süresi her dönem çalışmanın toplanması ile bulunur. Kıdem tazminatı hesabı yapılırken de toplam hizmet süresi dikkate alınır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus her dönem çalışmasında iş akdinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde son bulup bulmadığıdır. Örnek olsun; aynı işverende nezdinde iki farklı dönemde çalışması bulunan işçi birinci dönem çalışmasını özgür iradesi ile istifa ederek sonlandırmış ise kıdem tazminatı hesabında hizmet süresi hesap edilirken birinci dönem çalışma dikkate alınmaz. Çalışma hayatında sık görülen durumlardan biri ise işçiye çalışma dönemleri sonunda istifa dilekçesi ya da iş bitim belgesi imzalatılmasıdır. Çalışma süresi içinde hazırlanıp imza edilmiş ve işçinin iradesini fesada uğratan bu belgelerin her somut olayda dikkatle incelenmesi gerekmektedir.